Somon DNA

Zamanla ve çevresel faktörlerin etkisiyle kaçınılmaz olarak cilt kalitesi bozulmaktadır. Somon DNA İzmir Kollajen ve elastik lifler parçalanır ve vücudun kendi hyalüronik asit miktarı ve işlevi değişir. 30 yaşından sonra her yıl %1 kollajen kaybı yaşanır. Cilt daha mat, daha kuru görünür ve elastikiyeti azalır. Donuk görünen cildinizi daha canlı, daha pürüzsüz, yüzünüzdeki ifadeyi kaybetmeden geri kazanmanın etkin ve güvenilir yolu Somon DNA tedavisidir.

İzmir somon DNA uygulaması, polinükleotidler ve hyalüronik asit moleküllerinin cilde zerk edilmesiyle uygulanmaktadır. Protokolü oluşturan moleküller vücudun tamamen doğal elemanlarıdır. Polinükleotidler, somon balığı spermlerinden elde edilen DNA molekülleridir. Hyalüronik asit ise bağ dokumuzun temel maddesi olup, cildimizin nem dengesini sağlamaktadır.

somon dna izmir

Somon DNA İzmir

Cilt gençleştirme ve yenileme uygulamaları son yıllarda estetik dünyasında büyük bir devrim yarattı. Bu alanda en çok dikkat çeken yöntemlerden biri de Somon DNA uygulamasıdır. Somon balığının DNA’sından elde edilen bu özel içerik, ciltteki yaşlanma belirtilerini azaltmak, nem dengesini yeniden sağlamak ve cilde doğal bir ışıltı kazandırmak için kullanılır. Kimyasal içerikli uygulamalardan farklı olarak biyolojik ve doğal bir yöntemdir. Bu nedenle son yıllarda özellikle dermatoloji kliniklerinde ve medikal estetik merkezlerinde sıklıkla tercih edilmektedir.

Somon DNA Nedir?

Somon DNA, adından da anlaşılacağı üzere somon balığının sütlerinden (balık spermlerinden) elde edilen DNA zincirlerinin saflaştırılmasıyla oluşturulan bir biyolojik içeriktir. Bu DNA yapısı, insan DNA’sına oldukça benzediği için vücut tarafından kolayca tolere edilir. Uygulama sırasında kullanılan serum, genellikle saf hyaluronik asit ile karıştırılır. Böylece hem derinlemesine nemlendirme hem de hücresel yenilenme aynı anda sağlanır.

Somon DNA, tıbbi olarak “Polinükleotid (PN)” adıyla da bilinir. Polinükleotid, hücrelerin yenilenmesini ve DNA onarım mekanizmasının aktif hale gelmesini sağlar. Bu sayede cilt dokusu canlanır, elastikiyet artar ve ince kırışıklıklar belirgin şekilde azalır.

Somon DNA Nasıl Etki Eder?

Somon DNA’nın etki mekanizması biyolojik düzeyde oldukça güçlüdür. DNA zincirleri cilde enjekte edildiğinde, hücre yenilenmesini tetikleyen bir dizi biyokimyasal reaksiyon başlar. Fibroblast adı verilen bağ dokusu hücreleri aktive olur ve kolajen ile elastin üretimi artar. Aynı zamanda hücre içinde oksidatif stres azaltılır, serbest radikallerin neden olduğu hasar giderilir.

Uygulama sonrası ciltte fark edilir bir canlılık ve parlaklık oluşur. Bu etki, yalnızca yüzeysel değil, derin dokulara kadar uzanır. Cildin doğal savunma sistemi güçlenir ve çevresel faktörlere karşı direnci artar. Somon DNA aynı zamanda mikrosirkülasyonu da iyileştirir, yani cilt altı kan dolaşımını düzenleyerek oksijenlenmeyi artırır.

Somon DNA Uygulaması Nasıl Yapılır?

Somon DNA uygulaması, genellikle mezoterapi tekniğiyle yapılır. Bu yöntemde çok ince iğneler kullanılarak cildin orta tabakasına mikro enjeksiyonlar yapılır. Uygulama öncesinde bölgeye anestezik krem sürülerek hasta konforu sağlanır. İşlem yaklaşık 20-30 dakika sürer.

Cilt tipine ve ihtiyacına göre genellikle 2-3 hafta aralıklarla toplamda 3 ila 5 seans önerilir. Uygulama sonrası ciltte hafif kızarıklık veya ödem görülebilir; bu etkiler birkaç saat içinde kaybolur. Somon DNA işlemi sonrası cilt hızla yenilenmeye başlar ve birkaç gün içinde ilk parlaklık etkisi gözle görülür hale gelir.

Somon DNA İçeriğinde Neler Bulunur?

Somon DNA serumlarının içeriği oldukça zengindir. Temel bileşenler şunlardır:

  • Polinükleotid (Somon DNA özü): Hücre yenilenmesini sağlar.

  • Hyaluronik Asit: Cilde nem kazandırır, dolgunluk sağlar.

  • Vitaminler (özellikle B ve E vitaminleri): Cilt bariyerini güçlendirir.

  • Aminoasitler ve Peptitler: Kolajen sentezini destekler.

  • Antioksidanlar: Serbest radikalleri nötralize eder.

Bu güçlü içerik kombinasyonu, cildin hem yapısal hem de fonksiyonel olarak yenilenmesini mümkün kılar.

Somon DNA Hangi Bölgelerde Uygulanır?

Somon DNA yalnızca yüze değil, vücudun farklı bölgelerine de uygulanabilir. En yaygın uygulama alanları:

  • Yüz (özellikle yanak, alın, çene ve göz çevresi)

  • Boyun ve gıdı bölgesi

  • Dekolte

  • El sırtı

  • Göz altı morlukları ve ince kırışıklıklar

Bu bölgelerde hem yaşlanma belirtileri azaltılır hem de cilt dokusu sıkılaştırılır. Ayrıca, akne skarları ve güneş hasarı gibi cilt problemlerinde de destekleyici olarak kullanılabilir.

Somon DNA ve Hyaluronik Asit Kombinasyonu

Somon DNA uygulamasının en önemli özelliklerinden biri hyaluronik asitle birlikte kullanılmasıdır. Hyaluronik asit, cildin doğal nem dengesini koruyan bir maddedir. Ancak yaş ilerledikçe vücuttaki miktarı azalır. Somon DNA ile birlikte uygulandığında hem nem takviyesi hem de hücresel onarım sağlanır.

Bu iki madde sinerjik şekilde çalışır: Hyaluronik asit cildi nemlendirirken, Somon DNA hücrelerin onarımını destekler. Böylece kısa sürede daha dolgun, daha parlak ve daha elastik bir cilt görünümü elde edilir.

Somon DNA Kimler İçin Uygundur?

Somon DNA uygulaması 20 yaşından itibaren ciltte yenilenme ihtiyacı duyan herkese uygundur. Özellikle şu durumlarda önerilir:

  • Cilt elastikiyetinde azalma

  • Güneş lekeleri ve donuk cilt görünümü

  • İnce kırışıklıklar

  • Ciltte kuruluk ve nem kaybı

  • Cilt tonunda düzensizlik

  • Sigara veya stres kaynaklı mat cilt

Ayrıca, lazer, peeling gibi işlemlerden sonra cildin toparlanması için de destekleyici olarak kullanılabilir.

Somon DNA Uygulamasının Faydaları

Somon DNA, yalnızca cildin yüzeyini değil, derin tabakaları da onarır. Başlıca faydaları şu şekilde sıralanabilir:

  • Ciltte kolajen ve elastin üretimini artırır.

  • Kırışıklıkları ve ince çizgileri azaltır.

  • Cilt tonunu eşitler ve parlaklık kazandırır.

  • Hücre yenilenmesini hızlandırır.

  • Göz altı morluklarını ve koyulukları azaltır.

  • Nem dengesini sağlar, kuruluğu giderir.

  • Cildin direncini artırır.

  • Ciltteki yara izlerinin ve akne skarlarının iyileşmesini destekler.

  • Yorgun ve solgun görünümü ortadan kaldırır.

Bu etkiler hem estetik hem de terapötik açıdan Somon DNA’yı eşsiz kılar.

Somon DNA Uygulamasından Sonra Dikkat Edilmesi Gerekenler

Uygulama sonrası cildin hızlı ve sağlıklı şekilde iyileşebilmesi için bazı noktalara dikkat edilmelidir:

  • İlk 24 saat cilde makyaj yapılmamalıdır.

  • Cilt doğrudan güneş ışığına maruz bırakılmamalıdır.

  • Sauna, hamam, buhar banyosu gibi sıcak ortamlardan kaçınılmalıdır.

  • Cilt nemlendirici ve güneş koruyucu ürünlerle desteklenmelidir.

  • Bol su içmek, hücre yenilenmesini hızlandırır.

Bu basit önlemler, Somon DNA’nın etkisini maksimum seviyeye taşır.

Somon DNA Ne Kadar Sürede Etki Eder?

Uygulamanın etkisi kişiden kişiye değişmekle birlikte, genellikle ilk seanstan sonra fark edilir bir parlaklık gözlemlenir. Ancak tam etki 3-4 seans sonrasında ortaya çıkar. Elde edilen sonuçlar uzun sürelidir ve düzenli aralıklarla bakım seanslarıyla kalıcılığı artırılabilir.

Somon DNA Uygulaması Ne Kadar Kalıcıdır?

Ciltteki yenilenme etkisi ortalama 6 ila 12 ay devam eder. Ancak bu süre; kişinin yaşına, yaşam tarzına, cilt bakım rutini ve çevresel faktörlere göre değişebilir. Örneğin, sigara içmeyen ve düzenli güneş koruyucu kullanan kişilerde sonuçlar çok daha uzun sürer.

Somon DNA ve Gençlik Aşısı Arasındaki Fark Nedir?

Somon DNA sıklıkla gençlik aşısı ile karıştırılır. Her iki uygulama da cilt gençleştirmeyi hedeflese de içerik açısından farklılık gösterir. Gençlik aşısı genellikle sadece hyaluronik asit içerir. Somon DNA ise hem hyaluronik asit hem de polinükleotid içerir. Yani yalnızca nem değil, hücresel düzeyde onarım da sağlar. Bu nedenle Somon DNA etkisi daha derin ve uzun sürelidir.

Somon DNA Uygulaması Zararlı mı?

Somon DNA doğal ve biyolojik bir içerik olduğundan, vücut tarafından iyi tolere edilir. Alerjik reaksiyon riski oldukça düşüktür. Ancak hamileler, emziren anneler ve aktif cilt enfeksiyonu bulunan kişilerde uygulanması önerilmez. Her zaman dermatolog veya medikal estetik uzmanı tarafından yapılmalıdır.

Somon DNA Uygulamasıyla Kombine Edilebilen Diğer İşlemler

Somon DNA, tek başına güçlü bir etkiye sahip olsa da bazı işlemlerle kombine edildiğinde sonuçlar daha da güçlenir:

  • PRP (Platelet Rich Plasma)

  • Mezolift uygulamaları

  • Mikro iğneleme (Dermapen)

  • Lazer tedavileri

  • Kimyasal peeling

Bu kombinasyonlar sayesinde hem cilt yenilenmesi hem de ton eşitleme etkisi artırılır.

Somon DNA Uygulamasının Yan Etkileri

Ciddi bir yan etki bildirilmemiştir. Ancak uygulama sonrasında geçici olarak aşağıdaki durumlar gözlenebilir:

  • Hafif kızarıklık

  • Ödem

  • İğne giriş yerlerinde küçük morluklar

  • Nadiren kaşıntı veya hassasiyet

Bu etkiler genellikle 1-2 gün içinde kendiliğinden kaybolur.

Somon DNA Uygulaması Sonrası Cilt Bakımı

Somon DNA sonrası cilt, daha fazla nem ve vitamin desteğine ihtiyaç duyar. Bu dönemde önerilen bakım adımları şunlardır:

  • Cilt temizliği için yumuşak içerikli ürünler kullanılmalıdır.

  • Serum ve nem maskeleriyle destek sağlanmalıdır.

  • Güneş koruyucu (SPF 50) mutlaka kullanılmalıdır.

  • Retinol veya asit içerikli ürünlerden kaçınılmalıdır.

Bu bakımlar sayesinde ciltteki yenilenme süreci hızlanır ve işlem kalıcılığı artar.

Somon DNA Fiyatları Ne Kadardır?

Somon DNA uygulama fiyatları; kullanılan ürünün markasına, seans sayısına ve işlemi yapan merkezin kalitesine göre değişir. Türkiye’de ortalama olarak seans başı fiyat aralığı (fiyat alınız).

Somon DNA Hangi Mevsimde Yapılır?

Somon DNA dört mevsim uygulanabilir bir işlemdir. Ancak özellikle sonbahar ve kış ayları cilt yenilenmesi için en uygun dönemdir. Yaz aylarında yapılacaksa, işlem sonrası güneşten korunmaya ekstra özen gösterilmelidir.

Somon DNA ve Göz Altı Morlukları

Somon DNA, göz altı morlukları tedavisinde de oldukça başarılı sonuçlar verir. Çünkü göz çevresindeki ince deride hücresel yenilenmeyi teşvik eder, kan dolaşımını düzenler ve melanin birikimini azaltır. Düzenli uygulamalarda göz altı morlukları belirgin şekilde azalır.

Somon DNA ile Leke Tedavisi

Güneş lekeleri, yaşlılık lekeleri ve akne sonrası oluşan pigmentasyon sorunlarında Somon DNA destekleyici bir tedavi olarak kullanılabilir. Cilt tonunu eşitleyerek renk farklılıklarını giderir. Ayrıca cildin yeni lekelenmelere karşı direncini artırır.

Somon DNA’nın Bilimsel Dayanakları

Somon DNA içeren polinükleotidlerin dermatolojik etkileri üzerine yapılan klinik araştırmalar, bu yöntemin kolajen üretimini artırdığını ve epidermal bariyer fonksiyonunu güçlendirdiğini göstermektedir. 2018 yılında yapılan bir çalışmada, 4 seans Somon DNA uygulaması sonrası katılımcıların %87’sinde cilt elastikiyetinde belirgin artış gözlemlenmiştir.

Ayrıca Somon DNA’nın serbest radikal hasarını azaltarak foto yaşlanma sürecini yavaşlattığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bu nedenle anti-aging uygulamaları arasında “biyolojik gençlik aşısı” olarak da tanımlanır.

Somon DNA Uygulaması Hakkında Sık Sorulan Sorular

1. Somon DNA uygulaması ağrılı mı?
Hayır, işlem öncesi anestezik krem uygulandığı için ağrı hissi minimum düzeydedir.

2. Uygulamadan sonra sosyal yaşama hemen dönülebilir mi?
Evet, uygulamadan hemen sonra günlük aktivitelere devam edilebilir.

3. Somon DNA erkeklere uygulanabilir mi?
Evet, erkek cilt tipine de uygundur ve son yıllarda erkek hastalar tarafından da sık tercih edilmektedir.

4. Kalıcı dolgu gibi bir etkisi var mı?
Hayır, Somon DNA dolgu değildir. Ancak dolgun ve sıkı bir cilt görünümü sağlar.

5. Somon DNA sonrasında diğer işlemler yapılabilir mi?
Genellikle 3-5 gün sonra lazer, botoks veya dolgu gibi işlemler güvenle uygulanabilir.

Sonuç: Somon DNA ile Doğal ve Etkili Cilt Yenilenmesi

Somon DNA, estetik tıpta biyolojik gençleşme dönemini başlatan en yenilikçi uygulamalardan biridir. Cildin kendi yenilenme gücünü aktive ederek doğal bir tazelik sağlar. Düzenli uygulandığında yalnızca dış görünümü değil, cilt sağlığını da kökten iyileştirir. Kimyasal veya cerrahi işlemlerden kaçınanlar için güvenli, etkili ve doğal bir alternatiftir.

Günümüzde Somon DNA, “yaşlanma karşıtı bakım” anlayışını kökten değiştirmiştir. Ciltteki yorgunluk, lekelenme ve kırışıklık belirtilerine karşı biyolojik bir çözüm arayan herkes için mükemmel bir seçenektir.

BİZİMLE İLETİŞİME GEÇİN