Halihazırda kalp hastalıkları ve diyabet, toplumdaki en önemli ölüm sebeplerinin başında gelir. Bu nedenle, bu rahatsızlıkların oluşumunu önlemek ve etkin şekilde tedavi etmek toplum sağlığı açısından oldukça önemlidir. Metabolik sendromun önlenmesi veya tedavi edilmesi ise insülin direnciyle etkili mücadeleye bağlıdır. Bu mücadeleyi gerçekleştirmek için “İnsülin direnci nedir?” sorusuna cevap aramak gerekir.
İnsülin Direnci Nedir?
İnsülin direncinin iyi anlaşılması için insülinin fonksiyonunu bilmek gerekir. İnsülin hormonu vücudumuzda pankreastan kana salgılanan ve kan şekeri başta olmak üzere metabolik tüm olayların düzenlenmesinde temel rolü olan bir hormondur. Özellikle kan şekerinin yükseldiği durumlarda salgılanması artarak kan şekerinin normal sınırlarda kalmasını sağlar.
Bazı durumlarda hücrelerin insülin hormonuna cevap olarak kan şekerini kandan alarak düşürmesi fonksiyonu azalır. Bu durumda kan şekerini düşürmek için pankreas normalden daha fazla insülin üretmeye başlar. Bu duruma insülin direnci adı verilir. Yani başka bir deyişle, hücreler mevcut insüline direnç göstererek kan şekerini düşüremezler.
İnsülin Direnci Neden Olur?
İnsülin direncinin meydana gelme mekanizması biyolojik olarak oldukça karmaşık ve çok çeşitli sebeplerle ilişkilidir. Bununla beraber insülin direncinin gelişimi özellikle vücuttaki yağ ve kolesterol metabolizması ve obezitenin varlığı ile doğrudan ilişkilidir. İnsülin hormonu kan şekerini düşürürken yağ sentezini artırır. Obezite ile de bağlantılı olarak kandaki yağ miktarının artmasıyla orantılı şekilde insülinin kan şekerini düşürme yeteneği azalmaya başlar.
Yine benzer şekilde fazla kilo ve yağ miktarı nedeniyle kan damarlarındaki basınç arttığından hipertansiyon gelişimi gözlenebilir. İnsülin direnci, obezite, yüksek kan yağ ve kolesterolü ile hipertansiyonun tümüne ise metabolik sendrom adı verilir.
Bu anlamda insülin direncine neden olabilecek sağlık sorunları şu şekilde sıralanabilir:
. Obezite
. Yüksek kalorili, yüksek karbonhidrat içerikli, yüksek şeker içerikli diyet
. Düşük fiziksel aktiviteli (sedanter) yaşam tarzı
. Uzun bir süre boyunca steroid içerikli ilaç kullanmak
. Cushing hastalığı, polikistik over sendromu gibi çeşitli endokrinolojik bozukluklar
. Eğer insülin direnci tedavi edilmezse, kan şekeri düzenlenmesi mekanizmaları tümden bozularak insülin üretimi azalır ve diyabet meydana gelir. Aynı şekilde yüksek yağ miktarı ve hipertansiyon nedeniyle kalp damar hastalıkları da oluşabilir.
İnsülin Direncinin Belirtileri Nelerdir?
Genellikle insülin direnci klinikte herhangi bir semptom göstermez. Rutin kan tetkikleri sırasında elde edilen verilere göre insülin direncinden bahsedilebilir. Bununla birlikte, insülin direnci kanda mevcut bulunan kan şekerinin etkin ve verimli kullanılamaması ile ilgili olduğundan, klinikte verdiği belirtiler de bu durum ve metabolik sendromun diğer bileşenleriyle alakalıdır. (2)
Kilo artışı ve obezite: İnsülin miktarının artmasının sonucu olarak yağ yapımı da artar ve özellikle bel çevresinde yağ artışına bağlı abdominal obezite meydana gelir. Bu anlamda erkeklerde >94 cm, kadınlarda >80 cm veya vücut-kitle indeksi >30 kg/m2 olması insülin direncine işaret eder.
Yüksek kan kolesterolü: Özellikle “low density lipoprotein kolesterol” adı verilen LDL kolesterol ile beraber toplam kolesterol ve trigliserit değerleri artış gösterir. Yine bununla alakalı olarak, toplumda “iyi kolesterol” olarak da bilinen “high density lipoprotein” kolesterol (HDL kolesterol) düzeyinde de azalma gözlenir.
Açlık hissi veya çok yemek yeme: Kan şekerinin düşürülebilmesi için vücut daha çok insülin üretmeye başlar. Ayrıca hücrelerin kan şekerini kandan alması da bozulduğundan açlık hissi meydana gelir ve daha çok yemek yeme ihtiyacı hissedilebilir.
Yüksek kan basıncı: Yağ miktarının artmasıyla orantılı olarak hipertansiyon gelişebilir. Buna göre sistolik kan basıncının >130 mmHg; diyastolik kan basıncının >85 mmHg olması anlamlıdır.
Açlık ve tokluk kan şekeri: İnsülin direnci durumunda diyabet seviyesinde olmasa da, kan şekeri normal değerinden yüksek olarak gözlenir. Bu anlamda, açlık kan şekerinin >100 mg/dl olması anlamlıdır.
Yorgunluk ve konsantrasyonda azalma: Yüksek kan şekeri nedeniyle kas ve sinir dokularının metabolizması bozulur.
Ciltte renk değişiklikleri: Akantozis nigrikans adı verilen cildin katlanma yerlerinde görülen renk değişiklikleri insülin direncine işaret edebilir.
İnsülin Direncinin Tedavisinde Ne Yapılır?
İnsülin direncinin düzeltilebilmesi için, meydana geliş mekanizmasındaki temel sorunun çözülmesi önemlidir. Bu ise kan şekerinin düşürülmesi ve yağ metabolizmasının düzenlenmesine bağlıdır. Bu anlamda günümüzde insülin direncinin çözümüne yönelik yaklaşım şu şekildedir:
. Hastaya günlük yaşam tarzında bazı değişiklikler yapması önerilir. Buna göre, sağlıklı ve dengeli beslenmesi tavsiye edilerek gereksiz ve aşırı karbonhidrat tüketiminden kaçınılması önerilir.
. Günlük fiziksel aktivitenin artırılması ve düzenli spor yapılması öğütlenir.
. Sigara ve alkolün bırakılması istenir.
. Kilo verilmesine yönelik çalışmalar planlanır. Bu anlamda özel diyetisyen programları ve egzersizler hazırlanabilir.
. İnsülin direncinin düzeltilmesi için sıklıkla oral antidiyabetik ilaçlardan faydalanılır. Bunlar içinde özellikle metformin içerikli ilaçlar tercih edilir. Metformin, kan şekerini yükseltecek çeşitli . biyolojik mekanizmaları baskılayarak insülin direncinin azalmasına katkıda bulunur ve yağ metabolizmasının düzenlenmesine yardımcı olur. İnsülin direnci tedavi edilmediğinde diyabete neden olduğundan bu aşamada metformin başlanması diyabetin önlenmesinde ve tedavisinde etkili olur.
İnsülin Direncince Bir Tedavi Yöntemi Olarak Berberis Vulgaris
Günümüzde yukarıda yöntemlerin dışında alternatif tedavi yöntemleri de gittikçe önem kazanmaktadır. Bunlar arasında özellikle öne çıkanlardan biri de berberis vulgaris kullanımıdır. Berberis vulgaris; çalı türünde sarı veya turuncu renkli yaprakları olan bir bitki türüdür. Yapılan çalışmalar sonucu yapısında bulunan berberin isimli madde sayesinde, metabolik yollarda çeşitli biyolojik maddelerle etkileşerek kan şekerini düşürdüğü, yağ metabolizmasını düzenlediği ve kilo vermeye yardımcı olduğu belirlenmiştir.
Bu anlamda berberis vulgarisin aşağıdaki etkilere sahip olduğu yapılan araştırmalarla belirlenmiştir:
. İnsülin direncini düşürerek insülinin kan şekerini düşürücü etkisini artırır.
. Glikoliz adı verilen vücudun kan şekerini kullanma yeteneğini geliştirir.
. Karaciğerdeki kan şekeri üretimini azaltır.
. Bağırsaklardaki karbonhidratların yıkımını yavaşlatır.
. Bağırsaklardaki yararlı bakterilerin sayısını artırır.
. Hemoglobin A1c gibi diyabet takibinde önemli olan değerlerin azalmasını sağlayarak diyabet tedavisinde de etkilidir.
. Kolesterol ve trigliserit düzeylerinin azalmasına yardımcı olur.
. Berberis vulgaris, bu özellikleri sayesinde son yıllarda özellikle insülin direnci tedavisinde sıklıkla kullanılan metformin ilacıyla kıyaslanmaktadır. Yapılan araştırmalar berberinin insülin direncine yönelik tedavi edici etkisinin metformin, glipizit ve rosiglitazon gibi antidiyabetik ilaçlar kadar güçlü olduğunu göstermiştir.
Berberin kullanımı hayat tarzı değişiklikleri ile beraber kan şekerinin normale dönmesinde oldukça etkili bulunmuştur.
Düzenli ve uzun dönem kullanımında berberis vulgarisin kilo vermeye de yardımcı olarak insülin direncinin düzeltilmesini sağladığını gösteren çalışmalar mevcuttur. Çalışmada günde üç kez 300 mg berberin alan obez kişilerin vücut kitle endeksleri, 12 haftanın sonunda ortalama 31.5’ten 27.4’e gerilemiş ve sağlık parametrelerinde düzelmeler saptanmıştır.
Ayrıca berberinin kandaki kolesterol seviyelerini de düşürdüğü için insülin direnciyle beraber kalp hastalıklarına karşı da koruyucu olabileceği gösterilmiştir.
Tüm bu özelliklerin yanında berberinin muhtemel yan etkilerine yönelik de araştırmalar yürütülmüş; ciddi bir yan etkiye neden olduğu saptanamamıştır. Bildirilen yan etkiler sıklıkla sindirim sistemiyle alakalı olup özellikle karın ağrısı, şişkinlik, kabızlık ve ishal görülebilmektedir.
Bunlara kıyasla metforminin insülin direnci tedavisindeki etkilerinin yanında özellikle hipoglisemi, laktik asidoz gibi hayatı tehdit edebilecek yan etkilere neden olabildiği gibi B12 vitamini eksikliği ve çeşitli sindirim problemleri gibi hayat kalitesini düşürücü etkilere de sahiptir. Berberinin düşük maliyeti nedeniyle kolay ulaşılabiir olması da metformine karşı başka bir üstünlüğüdür.
Tüm bunlar dikkate alındığında berberis vulgaris kullanımı, insülin direnci tedavisi ve sağlıklı bir yaşam anlamında önemli bir alternatif olarak karşımıza çıkmakta ve günümüzde sıklıkla kullanılan metformin tedavisi kadar etkili bir yöntem sunmaktadır.